Namık Kemal’in Kurmaca Dünyasında Ölümün Destanlaştırılması
Anahtar Kelimeler:
Yeni Türk Edebiyatı, Tanzimat Yazarları, Romantizm Akımı, Ölüm Teması, DestanÖzet
19. yüzyıl sanat ve edebiyat hareketleri, dünyada Victor Hugo’nun başını çektiği Romantizm akımının etkisi altındadır. Aynı dönemde Batı etkisinde yeni bir Türk edebiyatı ekolü kurmaya çalışan Tanzimat yazarları da büyük ölçüde bu akımdan etkilenirler. Bu yazarların başında, edebiyatı siyasi ve sosyal maksatlarına ulaşmak için bir araç olarak kullanan ve halkı bu vesile ile eğitmeye çalışan Namık Kemal gelir. Yeni şiir, yeni tiyatro ve roman gibi türlerde dönemin en yetkin eserlerini veren Namık Kemal, anlatının mesajının okurlar üzerindeki etkisini artırmak için hem kurmaca yapısı hem de içerik olarak çarpıcı ve etkili metotlar kullanır. Bu metotların en çarpıcı olanlarından biri de, topluma model olarak sunulan misyon sahibi kahramanların destansı bir hava içinde ölüme doğru yürümeleridir. Kemal bu yöntemle halka vatan, millet, din, hamiyet, ittihat, şehitlik gibi kutsal sayılan değerleri aşılamak amacındadır. Kahramanın alnındaki kanda Osmanlı bayrağının yansımasından tutun vasiyetinin kanla yazılmasına kadar uzanan farklı kurgular içerisinde Namık Kemal, eser boyunca sürekli yücelttiği davayı destansı bir son ile bitirir. Bu makalede Namık Kemal’in eserlerinde sonu ölümle biten bu destansı yapı tahlil edilmiştir. Bu yapıyı ortaya çıkartan kurmaca dünyasının çözümlenmesinde Vladimir Propp’un kurmaca öğelerin işlevlerini saptayan ve Viktor Shklovsky’nin kurmaca öğelerin birbiriyle ilişkisini inceleyen biçimbilim kuramlarından yararlanılmıştır. Makalede bu biçimbilimci kuramların yardımıyla aynı zamanda Romantizm akımının, dönemin Türk edebiyatı eserlerinde nasıl bir etki oluşturduğu da gösterilmiştir.